Dünyada kahvenin, kalitesi ve kökeni yerine, efsaneleri ve mitlerine önem verenler maceraperest birçok insan bulabilirsiniz. Bunların örnekleri arasında “Muson” kahveleri, Jamaika Blue Mountain ve hepsinin büyükbabası olan Kopi Luwak kahvelerini sayabiliriz.
Efsaneye göre Kopi Luwak (Endonezya dilinde: Luwak’tan gelen kahve) Endonezya‘da Hollanda sömürge yönetimi altında keşfedilmiştir. Bu süre zarfında yerli çiftçiler ve plantasyon işçilerinin kendi kullanımları için kahveyi toplamaları yasaklandı.
Kısa bir süre sonra misk kedisinin kahve meyvesini yediğini ve tohumlarını (kahve çekirdeklerini) sindirmeksizin (ki bu birçok meyve in geçerli bir durum) dışkı ile vücutlarından dışarı attıklarını gördüler. Bu dışkılarındaki kahve çekirdeklerinden yapılan kahveyi hazırlarken, zamanın geleneksel kahvesinden çok daha iyi bir tadı olduğunu keşfettiler.
Neden bu kadar Lezzetli?
Bu iyi tadın bariz iki sebebi vardı; Seçici Toplama ve Kapsamlı Yıkama. Kahve toplayan insanlar çok seçici olmadan ulaşabildikleri kendilerince “bu gider ya” dedikleri tüm kahve meyvelerini toplarken, Luwak kedileri özgür şekilde dolaşarak en olgun ve lezzetli meyvelerini seçip yemekteydiler. Bunun yanı sıra Luwak kedisi bu meyveleri sindirirken, midesindeki çeşitli enzimler sayesinde çekirdek üzerinde hiçbir meyvemsi parça, posa ya da kalıntı bırakmadan tertemiz bir yıkama yapmış oluyordu. Çekirdek üzerinde meyve parçacıkları, posa ve benzer kalıntılar bırakıldığında, kurutma esnasında yoğun fermantasyon ve küf oluşması, 19.uncu Yüzyıl kahve üreticileri için en büyük sıkıntı ve risklerden biri olunca, Luwak kedisinin bu çekirdek temizleme süreci çok üst seviyede bir yöntem olarak onlardan öne geçebiliyordu.
Peki Problem ne?
Ben şahsen Kopi Luwak kahvesinin halen daha piyasada satılabilmesine şaşırıyorum. Her şeyden önce piyasada satılan Kopi Lowak Kahvelerinin %80 den fazla bir bölümü sahte. Bir Luwak kedisinin dışkısından gelmeyi bırakın, 100 kilometre yanından bile geçmeyen bir çok kahveyi Kopi Luwak diye satmaktalar. Ne yapıp edip gerçek olan bir çekirdeği bulduğunuzda bile öyle ahım şahım bir kalite farkı beklemeyin derim.
Neden Kopi Luwak kahvesi kalitesiz?
Hemen açıklıyorum, çünkü misk kedileri iştahsız küçük kediciklerdir. Nocturnal ( gececi ) türde hayvanlardır, yalnız yaşarlar ve daha çok yağmur ormanlarını yaşam alanları olarak benimsemişlerdir. Durum böyle olunca gerçekten bedava ve gerçek hasat yapmak, ormanlık alanda mantar arar gibi tabiri caiz ise bok aramak gerektiren meşakkatli bir iştir. E bu kadar uğraşın sonucu da çok yüklü miktarda kahve elde edilemediği için öyle ahım şahım yüksek kazançlar olmayınca üreticiler çareyi üretimi sanayileştirmede buluyorlar.
Hayvancıklar küçük kafeslere kapatılıp, gün boyu sürekli olarak kafein yüklü kahve meyvelerini yemeye zorlanmaktalar. Yukarıda bahsetmiştim, Luwak kedileri kahve meyvesinin en olgunlaşmış tazelerini bulup yer diye, heh işte bu durumda üretici abilerin oradan buradan topladığı kalitesiz kahve meyveleri bu küçük hayvanlara veriliyor. Hadi bu küçük hayvanlara böyle bir eziyet edilmesini göz ardı ettiniz, vicdansızsınız dedik, elde edilen kahvenin kalitesi, orijinaline benzemediği gibi, içtiğiniz birçok NORMAL yolla işlenmiş kahvenin bile kalitesine yaklaşmayan saçma sapan bir kahve oluyor.
Olayın farklı bir boyutu daha var.
Hatta bir belgeselde izlediğim bilgiyi size aktarıyım. Bu misk kedileri normalde geceleri ve tek başlarına yaşamaya alışık oldukları için kafeslerde birbirlerine çok yakın olmaktan rahatsız oluyorlar ve yırtıcı mizaca bürünüyorlar. Bu sürekli olarak yedikleri kahve meyveleri normal hayatlarındaki diyetlerine uymadığı için deliren hayvanlar bazen kendi bacaklarını bile kemirmeye başlayabiliyorlar. Bu sindirim sistemlerine kendi kanlarının karışması demek ve büyük olasılıkla ölümleri ile sonuçlanan hastalıklara yol açmakta olan kötü bir durum.
Bunlar yetmez diyorsanız, bu mevzudaki paranın kokusunu alan insafsız satıcı abiler başka hayvanları da işin içine katıp olayı ileriye taşımaya devam ediyorlar. Mesela bir akıllı “vaay bu aynı mevzuyu filde de yapsak nası olur aga?” şeklinde bir fikirle filleri kullanmaya karar vermiş. Sonuç Black Ivory Coffee. Black Ivory’nin anlamını bilenler ironiyi kaptı bile.Bilmeyenler için kısaca özetliyim, 16.ıncı ve 17.inci yüzyılın başlarında yeni Dünya (Amerika) ‘nın keşfinden sonra İspanyollar ve Portekizliler, Afrika dan köleleri çalışmak için güney ve kuzey amerikaya götürmüşler. İngilizlerde burada yapılan köle ticareti ve takaslarına Black Ivory ismini takmış. Nası ironik değil mi? Bilerekmi yaptılar acaba diye düşünüyor insan?
Neyse konuya dönelim, günümüzde maymunlar, kuşlar gibi farklı hayvanlarda bu üretim şekline alet edilmiş bulunuyor.
Kısaca sadede gelirsek; Eğer Kopi Luwak kahvesinin kilosuna 200 ila 400 USD gibi bir para verirseniz bu hiçbir anlamı olmayan çaresiz hayvanların sömüren bu kötü sistem destek vermiş oluyorsunuz. Çoğu zaten sahte olmasına rağmen şans eseri kalan %20’lik kısma denk gelseniz bile o efsaneyi yaratan lezzete yaklaşmamakla beraber normalde içtiğiniz kahvenizden bile kötü bir kahve içmiş oluyorsunuz.
Yok arkadaş ben hakikaten nadir bulunan ve gerçek bir özveriyle doğadan toplanarak elde edilen Kopi Luwak kahvesinden içecem, merak ediyorum diyorsanız kilosu yaklaşık 3200 USD ile 5000 usd arasında değişen fiyatlarla zor da olsa bulunabilmekte.
Ne diyelim zevkler ve renkler tartışılmaz.
Bol kafeinli günler.
Meraklısına Kopi Luwak ile ilgili bonus video: